Camp Half-Blood Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Camp Half-Blood Rpg

Tanrılar ve onların çocuklarının macerasına siz de katılın!
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Lyydia ~demiGod

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lyydia

Lyydia


Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 20/07/10

Lyydia  ~demiGod Empty
MesajKonu: Lyydia ~demiGod   Lyydia  ~demiGod EmptySalı Tem. 20, 2010 2:27 am

    Su… Tadı, sesi, görünüşüyle saf su; yaşama sebebim, hayat kaynağım… Tabii ki sudan uzak durunca da yaşayabiliyorum ama suyun içindeyken hissettiğim o mutluluğu, kötü düşüncelerin zihnimden silinmesi hissini bana başka hiçbir şey veremez. Beni tanımayan biri için bu bağımlılık garip gelebilir, toplumda da ucube gibi göründüğümün tabii ki farkındayım ama bana böyle bakmayan ve benimsemiş, benimkinden farklı garipliklere sahip bir arkadaş çevrem var. Onlar ben suya hayranlıkla bakıp dokununca beni ilginç bulmazlar çünkü kim olduğumu biliyorlar. Ben, Poseidon’un kızıyım. Denizler, atlar ve depremlerin tanrısı, üç dişli yabasıyla ün salmış üç büyüklerden birinin kızı. Hayal kırıklığına uğratacağım sanırım ama tahmin ettiğiniz gibi bir tanrı değilim ben. Babam –yani Poseidon- on altı yıl önce yeryüzüne ayak bastığında gördüğü bir ölümlüye âşık olmuş, sonra da ben olmuşum işte. Ama annem ölümlü olduğu için ben bir tanrı değilim, yarı tanrıyım –daha doğrusu yarı tanrıça.

    Annem Aislinn babamın aksine sıradan, halktan biriymiş. Miş diyorum çünkü onu tanıma şansına hiç erişemedim. Hamileliğinin son zamanlarında farkında olmadan gücümle içten çürütmüşüm kadıncağızı. Annemi kontrole gelenler beni doğurursa yaşayamayacağını söylemişler ama işte annelik bu olsa gerek, şu anda ben buradayım o yok. Babam çok gururlanarak anlatır bu hikâyeyi. Bu olayın gücümün bir simgesi olduğunu söyler hep. Annem çok güzel bir kadınmış babamın anlattığına göre. Babamı, gördüğü anda kendisine bağlamış yeşil gözlere sahipmiş. Çok beyaz tenli olduğundan çevresinde hep hasta olduğu söylentisi dolaşırmış. Ve tabii ki saçları… Ben annemin bir kopyası gibiyim sanırım, günışığındaki renk cümbüşünün bütün renklerinden oluşan garip saçını miras almışım. Ve gözlerim… Onunkiler gibi yeşil ama onun aksine karşımdakinin içini ısıtan gözlerim yok. Göz konusunda o kadar şanslı olamamışım. Babamın etkileyici mavi gözleri yerine bir ölümlünün yeşil gözleri. Davranışlarım, düşünme stilim ise babamdan geçmiş tamamen. Bir şeyi aklıma koydum mu hiçbir şey beni onu elde etmekten alı koyamaz. Birine bir konuda asla yenilmem, yenilemem. Çok iyi olmadığım bir alan olsa bile hırsla çalışır ve karşımdakini nakavt ederim. Ve güç her zaman benimledir. Hiçbir zaman kenarlarda duran o silik tiplerden olmadım, bir lider oldum. İşte babamdan gelen genlerim de bunlar. Güzelliğimi anneme, aklımı babama borçluyum kısacası.

    Ama aklımı babama borçlu olmam tehlike arz etmeye başladı ne yazık ki. Babam yüzünden değil kesinlikle, babam her zaman benimle gurur duymuş, desteklemiştir. Ben de zaten onu kızdıracak, utandıracak bir şey yapacak kadar salak değilim. Ama amcam, babam kadar şanslı değilmiş evlat konusunda. Hala ne olduğunu bilmiyoruz ama sorun çıkardığı belli. Bir gün babası onu yanına çağırdı, heyecanla gitti yanına ama geri dönemedi. Yakında neden olduğunu öğreneceğim. Daha ne kadar saklayabilirler ki. Öğrenme isteğim çocuğa merakımdan değil ama, bizi neden kuralları olan bir yere kapadıklarını gerçekten öğrenmek istiyorum. Birkaç tahminim var tabii ki, hatta tahminden çok duyumlar, söylentiler. Neymiş, yarı tanrılar artık iflah edilemez olmuşlar, söz dinlemiyorlarmış, herkes için tehlikeliymişler. Gücümüzü sonunda anlayabildiklerine sevinsem mi, üzülsem mi karar veremiyorum. Ben değil ama benim gibi şanslı olan birkaç kişi dışında herkes zamanında çok küçümsendi aileleri tarafından, artık farkındalar gerçeklerin. Zaten ne zaman fark edecekler diye bekliyorduk biz de. Sonuçta tanrı bile olsanız nereye kadar sizi yıkabilecek bir şey olmadığını hayal edebilir, iyimser olabilirsiniz. Bizi hapishane olarak da adlandırılabilecek bir yere kapadılar kamp diyerek. Sözde eğitiliyoruz disiplinle, “topluma yararlı bireyler” olmak için. Yoksa gücümüzün farkına varmamamız için mi? Korkuyorlar işte bizden! Onlar nasıl tepedeki yerlerini ailelerinden aldılarsa, bizim de bunu yapmamızdan korkuyorlar; bizim o koltukların varisi olduğumuz gerçeğini kabullenmek istemiyorlar.

    Ama üstün olanlar değişmek üzere, bunu hissediyorum. Ve şu ana kadar hislerimde hiç yanılmadığım düşünülürse birilerini -bu güç tutkusuyla benim de dahil olabileceğim- çok kötü şeyler bekliyor.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Bilgelik Tanrıçası | Admin
Bilgelik Tanrıçası | Admin
Athena


Mesaj Sayısı : 307
Kayıt tarihi : 28/06/10

Lyydia  ~demiGod Empty
MesajKonu: Geri: Lyydia ~demiGod   Lyydia  ~demiGod EmptyPtsi Ağus. 02, 2010 5:02 pm

Sıradışı bir rpydi, kurgu konusunda benden tam puan aldı. Sıradışı olması ona ilginçlik katmış, insanda okuma isteği uyandırıyor. İmla hatası göremedim pek, uslubunuz da iyiydi. Ancak tam bir rp formatı olmadığından biraz puan kırmak zorundayım.

Puanınız 95. Keyifli rpler dileriz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Lyydia ~demiGod
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Camp Half-Blood Rpg :: Rp Out :: Rp Seviyeleri :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: